Koronavirus gerçeği Çin’den yanı başımıza kadar geldi. Hepimiz aynı gemideyiz. Yaşlı, genç gözetmeksizin Koronavirusü hayatımızın her yönünü etkiliyor, değiştiriyor. Bir ebeveyn olarak çocuklarımıza sorumluluğumuz her zamankinden daha büyük. Onlara koronavirusünün ne olduğunu anlatmak, onları bu konuda rahatlatmak emek ve sabır istiyor. Bu amaç için çocuklarımızın anlayacağı bir dille Koronavirus Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri doğrultusunda Sağlık Bakanlığı’mızın açıkladığı 14 Kural rehberlik edecektir. Özellikle, çocuklara ellerini sıklıkla sıcak su ve sabunla temizlenene kadar yıkamalarını, hapşırdıkları veya öksürdükleri zaman kağıt mendil kullanmalarını ve hemen bunun çöpe atmalarını, kağıt mendil yok ise dirsek içini kullanmalarını, elleriyle, ağızlarına, burunlarına gözlerine dokunmamalarını öğretelim. Böylelikle onların da üstlerine düşeni yapmalarını sağlayalım, çocuklarımızı koruyalım. Bu kurallara uyarak durumu kontrol edebileceklerini söyleyelim.
Çocuklarımıza Koronavirusünü açıklayalım. Güvenilir kanallardan bilgi edinelim. Çocuğumuza doğru bilgiye ulaşması için de rehberlik edelim. Kafalarına takılan soruları dürüstçe yaşlarına uygun somut bir dil kullanarak cevap verelim. Çocuklarımız küçükse ‘bilim insanlarının ve hekimlerin bu virüs için yeni bir ilaç bulmak için çalıştıklarını, bu arada ellerini yıkayarak korunabileceklerini’ söyleyelim. Her zamankinden daha fazla kişi hastalanacağını ama birçok kişinin nezle gibi geçireceğini, bazıların da hastanede ilaç alacaklarını söyleyelim. Bunu yaparken beden dilimiz de verdiğimiz cevaplarla tutarlılık gösterdiğine dikkat edelim. Unutmayalım ki doğru bilgiyi çocuklarımıza vermezsek, boşlukları duydukları ile doldurabilirler, bu durumu daha abartılı bir şekilde algılayabilirler ve sonuç olarak kaygı düzeyleri artabilir. Beden dilimiz ve sözel cevaplarımız birbiriyle tutarlı değilse, çocuklarımız beden dilimizin verdiği mesajlara odaklanacaklardır. Çocuklarımızla yapacağımız bu tür zor konuşmalar onlarla olan ilişkilerimizin, iletişimizin kalitesini ve güven duygusunu artıracaktır.
Çocuklarımızın maruz kaldığı bilgileri kontrol edelim. Bilgisayarlar, sosyal medya veya TV aracılığıyla küçük çocuklarımızı korkutucu haberlerden, videolardan, resimlerden uzak tutalım. Daha büyük çocuklarımızla işittikleri, gördükleri haberlerin üzerinden konuşalım, aile sohbetleri başlatalım ve yanlış bilgileri düzeltelim.
Çocuklarımızı dinleyelim, kaygılarını giderelim. Çocuklar kaygılarını ifade edebilecek kelimelere sahip olmayabilirler. Kaygı belirtilerine duyarlı olalım. Çocuğunuzun dikkati dağınıksa, huysuzluk yapıyorsa, uykuya dalmada zorlanıyorsa, size yapışıyorsa çocuğunuz kaygı duyuyor olabilir.
Ebeveynler olarak çocuklarımızı kaygıları hakkında konuşmaları için teşvik edelim ancak zorlamayalım. Hazır oldukları zaman onları dinleyelim, sorularını cevaplayalım. Onları sizinle konuştukları için ödüllendirelim. Söylediklerini yansıtarak onları dinlediğimizi gösterelim.
Ebeveyn olarak zaman zaman kaygı duyabiliriz. Bu kaygıyı saklamayıp dürüst ve samimi bir şekilde onların anlayacağı bir dille kaygıya yol açan durumun çözülebileceğini izah edelim. Çocuklarımıza rahat, kaygısız bir şekilde konuşursak beden dilimizle korkmamaları gerektiğini gösterebiliriz. Unutmayalım ki aksi durumda kaygı bulaşıcı olabilir çünkü çocuklar ebeveynlerini gözlemleyerek ve onların konuşmalarını dinleyerek öğrenirler. Bu dönemde sakin kalalım, panikle hareket etmeyelim, felaket tellalığı yapan konuşmalardan uzak duralım. Fiziksel egzersiz, gevşeme, nefes egzersizleri işe yarayabilir. Bunları çocuklarımızla beraber yapabiliriz.
Ebeveyn olarak fiziksel sağlık ve ruhsal sağlık bağlantısını anlayalım. Kaygıyla baş etmeyi öğrenirsek bağışıklık sisteminin yükünü azaltırız, fiziksel olarak güçleniriz. Kendimize bakmanın, biraz olsun şımartmanın bencillik olmadığını kendimize hatırlatalım. Böylelikle çocuklarımızın da hem ruh hem de fiziksel sağlığını koruyacak enerjiyi toplayabiliriz. Hem kendimizin hem de çocuklarımızın bağışıklık sistemini güçlendirelim. Uyku düzenine ve beslenmeye dikkat edelim.
Evde bir rutin belirleyelim. Çocuklarımızın gününü mümkün olduğu kadar düzenli kılalım. Çocuğumuzun yaşına ve becerilerine göre beraber zaman geçirebileceğimiz aktiviteler planlayalım. Beraber geçirilen zaman keyifli verebileceği gibi çocuklarımızla aramızdaki iletişimi güçlendirecektir.
İletişimi artıralım. Çocuklarımız Koronavirusünden korunma amacıyla evde kalırken, arkadaşlarıyla ve diğer aile bireyleri ile yüz yüze temasa geçemezlerse bile onlarla telefonla ve diğer iletişim araçlarıyla iletişime geçmeleri adına teşvik edelim. Fakat bu görüşmelerin uygun uzunlukta olmasına özen gösterelim.
Yardım alalım. Baş edemediğimizi düşünüyorsak, kendimizi duygusal anlamda iyi hissetmiyorsak yardım almayı ihmal etmeyelim.
Prof. Dr. M. Rita Krespi Ülgen
Dekan